Ağız kanserleri nelerdir?
Pre-kanseröz (kansere dönüşme potansiyeli olan) lezyonların erken tespit edilebilmesi ve mevcut lezyonların kontrol altında takip edilebilmesi; ilgili ağız içi lezyonundan alınan doku örneğinin incelenmesi ile mümkün olabilmektedir.
Dişlerimizin sağlığı kadar, onları kuşatan ağzımızın iç yapısının da (damak, yanaklar, dil tabanı, dil kökü gibi) önemli olduğunu unutmamamız gerekiyor. Sadece diş ve diş eti hastalıklarında değil, pek çok sistemik hastalık ve deri hastalığının ilk belirtilerinin ağız içinde oluştuğunu düşünürsek, ağız içi bakımının da kuşkusuz çok önemli olduğunu anlayacağız. Ağız içinde çıkan, kişiye huzursuzluk veren rahatsızlıklar ağız içi yarasına ya da bir ağız kanserine işaret edebilir.
Ağız kanserleri bütün kanser türleri arasında 6. Sırada görülmektedir. Kanserli olgularda hastalar genellikle durumun farkında değildirler. Önemsenmeyen bu durum zaman ilerledikçe tedavisi zor bir süreci de beraberinde getirmektedir.
Düzenli diş kontrolleri, pre-kanseröz lezyonların erkenden tespit edilerek gerekli tedavi planının sağlanması ve hastalar açısından sıkıntılı bir sürecin yaşanmaması açısından hayati önem taşımaktadır.
14 gün içinde kendi kendine iyileşmeyen ağız içi yaraları için mutlaka diş hekimine başvurmak gerekir. Şüpheli bir bulgu söz konusu olduğunda gerekli tedbirler alınarak, biyopsi alınmalıdır ve histopatolojik olarak incelenmelidir. Eğer, kanser varsa hastalığın boyutunu belirlemek ve kemikleri etkileyip etkilemediğini saptamak için radyolojik değerlendirme dental volümetrik tomografi ile yapılır.